EDEBİYAT, İNSAN VE
TOPLUM
Güzel sanatları diğer eserlerden ayıran en önemli özellik
insanda coşku ve estetik haz uyandırmasıdır. Güzel sanatlar için yapılan en iyi
sınıflama bu sanatların kullandıkları malzemelere göre yapılan
sınıflandırmadır. Bu malzemeler fonetik ve plastik olarak ikiye ayrılır. Sesle
yapılan sanatlara fonetik sanatlar, görüntüyle yapılan sanatlara ise plastik
sanatlar denir. Güzel sanatların genelinde plastik malzeme kullanılırken
edebiyat ve müzik ise sese dayalı bir sanattır.
Edebiyatın malzemesi kelimelerdir ve edebiyat dille
gerçekleştirilen bir güzel sanatlar etkinliğidir. Edebiyatın asıl amacı güzel
sanatların en önemli öğesi olan estetik zevk duygusunu dil aracılığıyla
gerçekleştirmektir. Edebiyatta fayda sağlamak amaç olarak her zaman ikinci
plandadır
DİLİN İNSAN VE TOPLUM
HAYATINDAKİ YERİ
EDEBİYAT, İNSAN VE TOPLUM
EDEBİYAT, İNSAN VE TOPLUM
Edebiyat; Tanımı,
Konusu, İçeriği, Yöntemi
—Duygu ve düşüncelerin söz ya da yazıyla etkili ve güzel bir
biçimde anlatılması sanatına edebiyat denir. Edebiyat, sözcüğü Arapça ''edep''
sözcüğünden türemiştir. Edebiyat sözcüğü ilk kez Tanzimat döneminde Şinasi
tarafından kullanılmıştır. Şinasi'den önce nazım ve nesir türlerindeki eserlere
''şiir ve inşa'' denilmekteydi.
— Bir dil ürünü olan yazılı ve sözlü eserlerin tümü. Bu
bakımdan bir gazete haberinden sanat değeri taşıyan hikâye, roman, deneme,
fıkra türüne kadar her türlü yazı edebiyat eseri sayılır.
Edebiyatın Konusu
Yazar ve şairlerin ortaya koydukları eserlerde ele alıp
işledikleri her şey, edebiyatın konusunu oluşturur.
Edebiyatın İçeriği
Dil ürünlerinde kullanılan üsluptur. (hikâye, roman, deneme,
fıkra, makale vb.) edebiyatın içeriğini oluşturur.
Edebiyatın Yöntemi
Dil ürünlerinin tüm özelliklerinin tarihi akış içinde
bilimsel olarak incelenmesi de edebiyatın yöntemini oluşturur.
Edebî Eser; Tanımı ve
Özellikleri
İnsanın duygu ve düşüncelerini; özlem ve dileklerini estetik
ölçüler içinde anlatan ve okuyucuda güzellik duygusu yaratan dil ürünlerine
edebî eser denir.
Edebi Eserin
Özellikleri:
· Edebî eser okuyanı etkilemelidir.
· Anlatımı güzel düşüncesi sağlam ve özlü olmalıdır.
· Konusu; ait olduğu toplumun ve yazıldığı dönemin özelliklerini yansıtmalıdır.
· Eser zamanın süzgecinden geçtikten sonra toplumca anlaşılıp beğenilmelidir.
· Duygu ve düşünceler belli bir edebî türe uygun olarak anlatılmalıdır.
· Eser estetik ölçüler içinde, belli bir sanat anlayışıyla yazılmalıdır
· Edebî eser okuyanı etkilemelidir.
· Anlatımı güzel düşüncesi sağlam ve özlü olmalıdır.
· Konusu; ait olduğu toplumun ve yazıldığı dönemin özelliklerini yansıtmalıdır.
· Eser zamanın süzgecinden geçtikten sonra toplumca anlaşılıp beğenilmelidir.
· Duygu ve düşünceler belli bir edebî türe uygun olarak anlatılmalıdır.
· Eser estetik ölçüler içinde, belli bir sanat anlayışıyla yazılmalıdır
Edebiyat Tarihi ve
Önemi
Bir ulusun çağlar boyu yarattığı sözlü ve yazılı dil
ürünlerini ve onların yazarlarını bilimsel bir yöntemle tarihi akış içinde
inceleyen bilim dalına edebiyat tarihi denir. Edebiyat tarihi bir ulusun
geçmişteki düşünce yapısını, dünya anlayışını, kültür ve uygarlık birikimini
yeni kuşaklara aktarır. Böylece kuşaklar arasında köprü kurarak yeni kuşakların
daha iyiyi, doğruyu, güzeli bulmalarına yardımcı olur.
Bizde Tanzimat dönemine kadar edebiyat tarihi tezkirelerden
ibaretti.
Tezkire: Şairlerin hayat hikâyelerini anlatan biyografi
türünden eserlere denir.
Başlıca edebiyat tarihi yazarlarımız şunlardır: Ziya Paşa,
M. Fuat Köprülü, Agâh Sırrı Levend, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nihat Sami Banarlı
Dil-Kültür-Edebiyat
İlişkisi
Dil, insanların duygu düşünce ve düşlerini; özlem ve
isteklerini anlatma aracıdır.
Kültür ise; dil, din, ülkü gibi ortak duygu ve düşüncelerin
bizde yarattığı değişim ve bileşimdir. Bu nedenle dil bir ulusun temel taşıdır.
Dil kültür değerlerimizi geleceğe taşır ve edebiyatın da temel öğesidir.
Dil, edebiyatın temel öğesi; edebiyat, kültür birikiminin
kendisidir. Görüldüğü gibi dil, kültür ve edebiyat birbirinin tamamlayıcısıdır.
Edebiyatın Diğer
Bilim Dallarıyla İlişkisi
Edebiyatın temel öğesi olan dil diğer bilim dallarının da
anlatım aracıdır. Bundan dolayı felsefe, psikoloji, sosyoloji, hatta tarih,
coğrafya, ekonomi vb. diğer bilim dallarıyla yakından ilişkisi vardır.
Araştırmacılar da edebiyat araştırmalarında yazarın
biyografisini yazarken tarih biliminden, yaşadığı ortamı yazarken sosyoloji
biliminden, yazarın içinde bulunduğu ruhsal durumu anlatırken ise psikolojiden
faydalanırlar.
Yazarı etkileyen toplumsal, siyasal ve felsefî görüşleri de
diğer sosyal bilimlerin yardımıyla ortaya koyarlar.
Kaynak: www.turkceciler.com
Kaynak: www.turkceciler.com
Comments (1)
Özet olmuş