ANLATIM BOZUKLUKLARI

 

              Her cümle belli bir düşünceyi, duyguyu aktarmak için kurulur. Bu cümlenin, ifade edeceği anlamı açık ve anlaşılır bir biçimde ortaya koyması gerekir. Ayrıca mümkün olduğunca gereksiz unsurlardan arındırılmış olmalıdır. İşte bu özelliği göstermeyen cümleler, anlatım bakımından bozuktur.

              Biz, düşüncelerimizi en güzel şekilde cümlelerle dile getiririz. Kurduğumuz cümlelerin kusursuz olması, başarılı bir anlatımın gerçekleşmesini sağlar. Özellikle yazılı anlatımda cümleler, dil bilgisi kurallarına uygun kurulmalı- anlam açık olmalıdır.

              Kurduğumuz cümleler birden çok anlama geliyorsa, bu cümleleri okuyan kişi, ne demek istediğimizi anlayamaz. Biz de karşımızdakine düşüncemizi iletememiş oluruz. Yine, cümlede gereksiz bir kelimenin kullanılması ya da cümlenin anlamına uygun kelimelerin seçilmeyişi de anlatım bozukluğuna sebep olur.

              Anlatım bozukluklarının türlerini şöyle gruplandırabiliriz:

1. Gereksiz Sözcük Kullanılması: İyi bir cümlede yeterli sayıda sözcük kullanılır. Başka bir deyişle gereksiz sözcüklere yer verilmez. Çünkü, gereksiz sözcük kullanımı cümlenin duruluğunu bozar ve anlatım bozukluğu yaratır.

Bir cümlede gereksiz sözcük bulunduğunu anlamak için, sözcük cümleden çıkarılır. Bu durumda cümlenin anlam ve anlatımında bir bozulma oluyorsa o sözcük gerekli, anlatımında bozulma olmuyorsa ise gereksizdir.

Mecburen karakola gitmek zorunda kaldım.

Son yazdığı romanına isim bulmakta bir hayli zorlanmış.

Uçak, alçalarak havaalanına başarılı bir iniş yaptı.

Araba şu anda yola çıkmak üzere.

Tatile ailesi ile birlikte çıkacaktı.

Vakfımıza karşılıksız bağışta bulundular.

Verilen vaatlerin hiçbiri yerine getirilmedi.

Gitmeden önce bir daha ara.

Yukarıdaki cümlelerdeki altı çizili sözcükler gereksizdir. Çünkü, bu sözlerin anlamı, aynı cümledeki başka sözcük ya da eklerde vardır. Bunların çıkarılması anlamda bir daralmaya yol açmaz.

Bu anlatım bozukluğu şu şekillerde olabilir:

Eş ve Yakın Anlamlı Sözcüklerin Aynı Cümle İçinde Kullanılması:

              Atatürk’ün yaptığı yenilikçi devrimler, sosyal ve siyasal yaşamımızı kökünden değiştirmiştir.

              Atatürk’ün yaptığı devrimler, sosyal ve siyasal yaşamımızı kökünden değiştirmiştir.

             

Yatmadan önce dişlerini fırçalamayı unutma.

              Yatmadan dişlerini fırçalamayı unutma.

             

Giyimlerinde, konuşmalarında ve davranış biçimlerinde bir gariplik yoktu.

              Giyimlerinde, konuşmalarında ve davranışlarında bir gariplik yoktu.

 

Eş anlamlı kelimelerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Bu konuda herkesin fikir ve görüşünü almalısınız.

 

Hava sıcaklığı sıfırın altında eksi sekiz derece imiş.

 

Yirmi dakika geçmesine rağmen program henüz, hâlâ başlamadı.

Güç ve müşkül zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir.

 

Ben çok varlıklı, zengin biri değilim.

 

Neşeli, sağlıklı, şen bir görünüşü vardı.

 

Herkesi eleştirip tenkit etmek bize hiçbir yarar sağlamaz.

 

Anlamı zaten diğer kelimelerde bulunan kelimelerin gereksiz yere kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Şirketteki mevcut ikilik günden güne büyüyor.

 

Yaşanmış deneyimlerinden hareketle bu sonuca varıyor.

 

Millî maçın oynanacağı gün yaklaştıkça, ülkedeki heyecan gittikçe artıyor.

 

Yanına gidiniz, konuşarak derdinizi anlatınız.

 

Problemi çözmek için iki arkadaş üç saat süre ile uğraştılar.

 

Japonya’daki arkadaşıyla on yıl boyunca karşılıklı mektuplaştılar.

 

Az kalsın merdivenlerden düşeyazdı.

 

Takımın, boyu en kısa oyuncusu bendim.

 

Öğretmeniyle bütün ders boyunca tartıştı.

 

2. Gereksiz Yardımcı Eylem Kullanımı: “Etmek, olmak, eylemek, kılmak” gibi yardımcı eylemlerin görevi; kendisinden önce gelen isim soylu sözcüğü yüklemleştirmek, ona iş, oluş, hareket ve kılış anlamları katmaktır. İsim soylu sözcük, bir ekle aynı anlamı verecekse; yardımcı eylemin kullanımı gereksizdir.

Sanırım ondan kuşku ettiğimizi anladı.

Sanırım ondan kuşkulandığımızı anladı.

 

Bizi arayacağını umut etmiştim.

Bizi arayacağını ummuştum.

 

Hükümet, çözülecek olan sorunları bir bir ele aldı.

Hükümet, çözülecek sorunları bir bir ele aldı.

 

hasta olmak – hastalanmak

hesap etmek – hesaplamak

yaşlı olmak – yaşlanmak

 

3. Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması: Dilimizde bazı sözcükler, anlam inceliklerine dikkat edilmeden kullanılır. Sözcükleri kendi anlamını yansıtacak şekilde kullanmamak veya uygun olmayan yerde kullanmak anlatım bozukluğuna yol açar. Böyle bir yanlışa düşmemek için hangi sözcüğün nerede kullanılıp nerede kullanılmayacağını çok iyi bilmek zorundayız.

Ülkenin bunalıma girmesini sağlayan bu tür açıklamalardan kaçınmak gerekir.

Ülkenin bunalıma girmesine neden olan bu tür açıklamalardan kaçınmak gerekir.

 

Bu tür bilimsel çalışmalar, dilimizin zenginleşmesine neden olacak.

Bu tür bilimsel çalışmalar, dilimizin zenginleşmesine katkıda bulunacak.

Uyarı: “Sağlamak” ya da “katkıda bulunmak” elde edilmesi istenen olumlu bir sonuca ulaşmaktır. İstenmeyen sonuçlar ortaya çıktığında “neden olmak” kullanılır.

Avukat, sanığın suçlu olduğunu savunuyor.

Avukat, sanığın suçlu olduğunu öne sürüyor.

 

Muhalefet partileri, enflasyonun üç haneli rakamlara yükseldiğini savundu.

Muhalefet partileri, enflasyonun üç haneli rakamlara yükseldiğini öne sürdü.

Uyarı: “Savunma” bir saldırıya ya da düşünceye karşı olan davranıştır. Ortada böyle bir durum yoksa “savunma” yerine “öne sürme” ya da “iddia etme” kullanılır.

 

Çömleğin üzerine yazılmış desenlere hayranlıkla bakıyordu.

Çömleğin üzerine çizilmiş desenlere hayranlıkla bakıyordu.

 

Hırsız, kadının kolundaki çantayı zorla çalıp kaçtı.

Hırsız, kadının kolundaki çantayı zorla alıp kaçtı.

 

Zor şartlar altında çalışan işçilerin sağlık durumları aksadı.

Zor şartlar altında çalışan işçilerin sağlık durumları bozuldu.

 

Bu tür tatbikatlarda ölüm şansı her zaman mevcut.

Bu tür tatbikatlarda ölüm olasılığı her zaman mevcut.

 

Bugün bir buzdolabının ücretiyle on yıl önce bir araba satın alınabilirdi.

Bugün bir buzdolabının fiyatıyla on yıl önce bir araba satın alınabilirdi.

 

Güzelliğinin farkında olduğunu belirten davranışlar sergiliyordu.

Güzelliğinin farkında olduğunu gösteren davranışlar sergiliyordu.

 

Kimi uyarıcı ilaçlar, sporculara yarardan çok zarar sağlamaktadır.

Kimi uyarıcı ilaçlar, sporculara yarardan çok zarar vermektedir.

 

Davranışlarıyla arkadaşlarının üzülmesini sağladı.

Davranışlarıyla arkadaşlarının üzülmesine neden oldu.

Bir kelimenin yerine yanlış anlam verecek şekilde başka bir kelime kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Petrol fiyatlarının ucuzlamasına halk olumlu tepki gösterdi.

 

Küçük kızın saçları hayli büyümüş.

 

Ormanda yetişen bir çam fidanını salonunuzdaki saksıya ekemezsiniz.

 

Son dakika içerisinde attığı golle takımının galip gelmesine yol açtı.

 

Başarısızlığını düzensiz çalışmasına borçludur.

 

Bu, Türkiye’ye özel bir durumdur.

 

Buradan gidersek yakalanma şansımız nedir?

 

4. Birbiriyle Karıştırılan Sözcüklerin Kullanılması: Kimi sözcükler aynı kökten türediği için yazılış ve okunuş olarak birbirine benzer; ancak bunların anlamları farklıdır. Bu sözcükler karıştırılıp birbirinin yerine kullanılırsa, anlatım bozukluğu ortaya çıkar.

Bu kadar çekimser olmana gerek yok; aralarına katıl, girişken ol.

Bu kadar çekingen olmana gerek yok; aralarına katıl, girişken ol.

 

Bunca yağmura karşılık barajlarda yeterince su birikmemiş.

Bunca yağmura karşın barajlarda yeterince su birikmemiş.

 

Bu iki olay arasındaki ayrıntıyı kimse hesaba katmıyor.

Bu iki olay arasındaki ayrımı kimse hesaba katmıyor.

 

Ahmet Bey, saygılı kişiliğiyle çevresine örnek olmuştu.

Ahmet Bey, saygın kişiliğiyle çevresine örnek olmuştu.

 

Bu eski makineler artık işlemlerini yerine getiremiyor.

Bu eski makineler artık işlevlerini yerine getiremiyor.

 

Yaşantısının en zor günlerini sürgüne gönderildiği Malta’da geçirdi.

Yaşamının en zor günlerini sürgüne gönderildiği Malta’da geçirdi.

 

İş kazalarının çokluğu, iş güvencesinin olmadığını gösteriyor.

İş kazalarının çokluğu, iş güvenliğinin olmadığını gösteriyor.

 

Toprağın oluşumunda başta gelen etkin, rüzgârdır.

Toprağın oluşumunda başta gelen etken, rüzgârdır.

 

Birbiriyle karıştırılan sözcüklerin kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Bu iki sınıf arasındaki ayrıcalık tespit edilemedi.

 

Yeni kaydolan öğrenciler bu kadar çekimser davranması normaldir.

 

Bu, Türkiye’ye özel bir durumdur.

 

5. Kelimelerin Yanlış Yerde Kullanılması: Bir cümlede her sözcüğün yerli yerinde, başka bir deyişle her sözcüğün kullanılması gereken yerde olması gerekir. Cümle içindeki bir tek sözcüğün bile yerini değiştirmek farklı anlamlar, farklı yorumlar ve yargılar oluşturur. Kimi zaman da mantıksal tutarsızlıklara yol açar. İyi bir cümlede kelimelerin cümlenin akışına ve anlamına uygun yerlerde kullanılması gerekir. Yoksa ifade değişir, anlatılmak istenen tam söylenemez.

Ekonomik ve sosyal yönden geri kalmış ülkemizin belli bölgelerine kalkınmada öncelik tanınacak.

Ülkemizin ekonomik ve sosyal yönden geri kalmış belli bölgelerine kalkınmada öncelik tanınacak.

 

Ankara’da Kızılay’ın yapılan yeni binası görkemli olacak.

Kızılay’ın Ankara’da yapılan yeni binası görkemli olacak.

 

Okulu bitirince doktor olarak doğduğu kasabada çalışmaya başladı.

Okulu bitirince doğduğu kasabada doktor olarak çalışmaya başladı.

 

Yeni eve gelmiştim ki dışarıda bir kızıl kıyamet koptu.

Eve yeni gelmiştim ki dışarıda bir kızıl kıyamet koptu.

 

Meclis 298 oya karşılık 152 oyla erken seçim kararı aldı.

Meclis 152 oya karşılık 298 oyla erken seçim kararı aldı.

 

Geçen gün, görkemli bir törenle dünya evine giren sanatçı çift, boşanmak için dava açmış.

Görkemli bir törenle dünya evine giren sanatçı çift, Geçen gün, boşanmak için dava açmış.

 

Eğitim, en etkili televizyonla verilir.

En etkili eğitim, televizyonla verilir.

 

Otobüs yoğun sis yüzünden karşıdan gelmekte olan kamyonla çarpıştı.

Otobüs karşıdan gelmekte olan kamyonla yoğun sis yüzünden çarpıştı.

 

Haber programları tekrar tekrar vurulan sivilleri gösteriyor.

Haber programları vurulan sivilleri tekrar tekrar gösteriyor.

 

Kelimelerin yanlış yerde kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Yeni durağa gelmiştik ki otobüs de hemen geldi.

 

Bu toplantıda çekinmeden düşünceler dile getirilmeli.

 

Her yolda kalan insana yardım etmeliyiz.

 

İdare, henüz yarın ders yapılıp yapılmayacağını bildirmedi.

 

İzinsiz inşaata girilmez.

 

6. Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması: Anlamca cümlenin yargısıyla uyuşmayan, cümlede iletilen yargıyla çelişen ya da karşıtlık yaratan sözlerin bir arada kullanılması önemli bir anlatım kusurudur. Anlamları birbirine ters sözcüklerin aynı cümlede kullanılmasıdır. Cümlenin anlamında çelişki, genellikle “kesinlik” ve “olabilirlik” anlamı taşıyan sözlerin bir arada kullanılmasından kaynaklanır.

Kapının önünde tamı tamına üç beş nöbetçi vardı.

Kapının önünde üç beş nöbetçi vardı.

 

Aşağı yukarı tam üç ay önce benzer bir yazı daha çıkmıştı.

Üç ay önce benzer bir yazı daha çıkmıştı.

 

Gazetede çıkan bu haber, mutlaka bakanın da kulağına erişmiş olmalı.

Gazetede çıkan bu haber, bakanın da kulağına erişmiş olmalı.

 

Milli Savunma Bakanı, kesinlikle askeri bir çözüme başvurulmayacağını umduğunu belirtti.

Milli Savunma Bakanı, kesinlikle askeri bir çözüme başvurulmayacağını belirtti.

 

Eminim ki bunca gürültü patırtı en çok onu üzmüş olsa gerek.

Bunca gürültü patırtı en çok onu üzmüş olsa gerek.

 

Onun önümüzdeki ay, ailesini mutlaka ziyaret edeceğini zannediyorum.

Onun önümüzdeki ay, ailesini ziyaret edeceğini zannediyorum.

 

Kuşkusuz bütün çalışmalarının ödülünü sonunda belki alacaksın.

Kuşkusuz bütün çalışmalarının ödülünü sonunda alacaksın.

 

Bu istek, hiç şüphesiz onun kulağına gitmiş olabilir.

Bu istek, hiç onun kulağına gitmiş olabilir.

 

Bundan aşağı yukarı on yıl önceydi.

Bundan on yıl önceydi.

 

Birbiriyle çelişen sözlerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Kesinlikle yarın gelebilirler.

 

Şüphesiz bu sözleri bütün öğrenciler duymuş olmalı.

 

Aşağı yukarı bundan tam yirmi yıl önceydi.

 

Sözünü ettiğiniz şairin herhâlde on altıncı asırda yaşadığını zannediyorum.

 

Eminim bu saatlerde eve gelmiş olmalı.

 

Mutlaka bir gün çocukluk arkadaşlarını belki yine arayacak.

 

Yanılmıyorsam, bu ikisinin aynı şey olduğunu tahmin ediyorum.

 

Derse en erken giren öğretmen benim. O, benden en az on dakika sonra derse girer.

 

7. Mantıksal Tutarsızlık: Bir cümlede, iletilmek istenen anlamın eksiksiz olabilmesi için düşünce ve mantık son derece önemlidir. İyi bir anlatımda sağlam bir düşünme ve mantık yürütme temel koşuldur. Mantıksal hataları ve tutarsızlıkları içeren cümleler, dil bilgisi kurallarına uygun olsalar bile anlamı ve yargıyı eksiksiz iletmezler. Bu tür yanlışlar genellikle dikkatsizlik sonucu ortaya çıkar.

Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık.

Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere tanıtmaya çalıştık.

 

Önlem alınmazsa bu hastalık ölüme, hatta kısmi felce neden olabilir.

Önlem alınmazsa bu hastalık kısmi felce, hatta ölüme neden olabilir.

 

Son turda atlet, arkasındaki yarışçıyı bir hamlede geçti.

Son turda atlet, önündeki yarışçıyı bir hamlede geçti.

 

Düşünme ve mantık hatalarından (yani sözcüklerin yanlış anlamda kullanılması ya da anlamca çelişmesi)  kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

 

Bütün çalışan insanlar mühendis oluyor.

 

Yazar, gelecekle ilgili anılarını yazacakmış.

 

İkinci Dünya Savaşı’nın sonuçları üzerine Atatürk şöyle der.

 

Problemleri karşılıklı anlayış ve birlik içinde çözeceğiz.

 

Yiyecek bir lokma ekmeğimiz hatta yemeğimiz bile yok.

 

Bu yazıyı değil okumak, anlamak bile imkânsız.

 

Bölgeyi iyi tanımasına rağmen her yeri gezdi.

 

Yarın mutlaka bir gazete almayı unutmayın.

 

Yarının mutlu günlerine özlem duyuyorum.

 

8. Atasözü ve Deyimlerin Yanlış Kullanılması: Deyim ve atasözleriyle ilgili iki tür yanlışlık yapılabilir:

a) Deyimler ve atasözleri, kalıplaşmış söz gruplarıdır. Bu kalıpların bozulması ve bir sözün yerine eş anlamlısının getirilmesi anlatım bozukluğu yaratır.

b) Bir deyimin ilettiği anlamla, cümlenin taşıdığı anlam arasında bir uyumsuzluğun olması anlatım bozukluğuna neden olur.

Bir koyundan iki deri çıkmaz.

Bir koyundan iki post çıkmaz.

 

Haydi bakalım seç pirincin taşını.

Haydi bakalım ayıkla pirincin taşını.

 

Tüm itirazlara göz yummuştu.

Tüm itirazlara kulak tıkamıştı.

 

Benim verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur; başım açıktır.

Benim verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur; alnım açıktır.

 

Biti deve yapmak.

Pireyi deve yapmak.

 

Çok sevinçliydi. Adeta etekleri tutuşmuştu.

Çok sevinçliydi. Adeta etekleri zil çalmıştı.

 

 

Atasözleri ve deyimlerin yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Damlaya damlaya deniz olur.

 

Yaramazlıklarıyla hemen, öğretmenin gözüne girdi.

 

Derdini söylemeyen, ilaç bulamaz.

 

Şimdi yan oturup doğru konuşalım. Bu ülkenin hali ne olacak?

 

9. Noktalama Yanlışları: Noktalama işaretlerinin eksik ya da yanlış yerde kullanılması; cümleleri bir anlam belirsizliğine sürükleyebileceği gibi cümleden birden fazla anlam çıkmasına da yol açabilir. Bu nedenle noktalama işaretlerinin anlama etkileri ve kullanıldığı yerler iyi bilinmelidir. Yanlış kullanımlar ortaya çıkarsa amaçlanan anlama ulaşmak mümkün olmaz. Bu durumlar da cümlede bir anlatım bozukluğu yaratır.

Yabancı dükkandaki eşyaları beğenmedi.

Yabancı, dükkandaki eşyaları beğenmedi.

 

Bebekler için, ağlamak, açlık ve korku gibi durumların en doğal ve tek anlatım biçimidir.

Bebekler için ağlamak, açlık ve korku gibi durumların en doğal ve tek anlatım biçimidir.

 

Kadın şoförü şöyle bir süzdü.

Kadın, şoförü şöyle bir süzdü.

 

Misafir odasına doğru yürüdü.

Misafir, odasına doğru yürüdü.

Ahmet, misafir odasına doğru yürüdü.

 

Genç sürücüye bir şeyler söyledi.

Genç, sürücüye bir şeyler söyledi.

 

Noktalama işaretlerinin yanlış kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

O arabaya bindi.

 

İhtiyar adamı karşıya geçirdi.

 

İhtiyar çobanla konuşmaya devam ediyordu.

 

10. Tamlama Yanlışlıkları: Sıfat ve isim tamlamalarının aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar. Çünkü isim tamlamalarında tamlanan iyelik eki aldığı halde, sıfat tamlamalarında tamlanan ek almaz. Dolayısıyla tamlananlar, niteliği farklı olduğundan ortak kullanılamaz.

Kaza yerine birçok askeri ve polis aracı geldi.

Kaza yerine birçok askeri araçla polis aracı geldi.

 

Onun böyle işlerle uğraşmaya ne vakti vardı ne de zamanıdır.

Onun böyle işlerle uğraşmaya ne vakti vardı ne de bunun zamanıdır.

İhaleye birçok yerli ve yabancı firmalar katıldı.

İhaleye birçok yerli ve yabancı firma katıldı.

 

Bu önlemler ekonomik ve sağlık açısından olumlu sonuçlar verdi.

Bu önlemler ekonomik açıdan ve sağlık açısından olumlu sonuçlar verdi.

 

Tamlama yanlışlarından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Bu ülkeye teknik ve bilgi yardımında bulunulacak.

 

Pasta ve meyve suyu ikram edilecek.

 

Verilen cümledeki özne ve zarf tümlecini bulun.

 

Son derste belgisiz ve sayı sıfatlarını öğrendik.

 

Bu bölge coğrafî ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir.

 

Kar yüzünden tüm özel ve devlet okulları tatil edildi.

 

Ülkemiz Bosna’ya askerî ve gıda yardımı yaptı.

 

Şehrimizde çeşitli kültürel ve sanat etkinlikleri gerçekleştirildi.

 

11. Eklerin Yanlış Kullanılması: Bir sözcüğe, gelmesi gereken ekin dışında yanlış bir ekin getirilmesi de kimi zaman anlatım bozukluğuna yol açar.

“Her insan çevreyi korumak ve doğanın kirletilmesini önlemek için gerekli duyarlılığı göstermesi gerekir.” cümlesinde “göstermesi” kelimesindeki iyelik ekinin sözcüğü nereye bağladığı belli değildir. Çünkü, “Kimin gerekli duyarlılığı göstermesi gerekir?” diye sorarsak “Her insanın…” cevabını alırız. Demek ki “insan” kelimesine ilgi eki “-in” getirilmelidir. Cümlenin doğrusu şöyle olur:

Her insanın, çevreyi korumak ve doğanın kirletilmesini önlemek için gerekli duyarlılığı göstermesi gerekir.

 

İsteğimiz, sınavları kazanmamızdır.

İsteğimiz, sınavları kazanmaktır.

 

Sınavı kazanmasının nedeni çok çalışmış olmasındandır.

Sınavı kazanmasının nedeni çok çalışmış olmasıdır.

 

Sorun arkadaşlarımızın bizi bu konuda iyi aydınlatmamış olduğundan kaynaklanıyor.

Sorun arkadaşlarımızın bizi bu konuda iyi aydınlatmamış olmasından kaynaklanıyor.

 

Okuduklarını ezberlemek değil, tartışarak özümlemesine sağlamak gerekir.

Okuduklarını ezberlemek değil, tartışarak özümlemesini sağlamak gerekir.

 

Her ne kadar şehir dışına taşınmışsak bile beklenen rahatlığa kavuşulmamıştır.

Her ne kadar şehir dışına taşınmışsak bile beklenen rahatlığa kavuşamadık.

 

 

 

Gereksiz Ek Kullanımı:

İhaleye birçok yerli ve yabancı firmalar katılmıştı.

İhaleye birçok yerli ve yabancı firma katılmıştı.

 

Bu bestesi onun en tanınmış eseridir.

Bu beste onun en tanınmış eseridir.

 

Babamın başı ağrıdığında aspirin içerdi.

              Babam başı ağrıdığında aspirin içerdi.

 

Eklerin yanlış kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Öğrencilerin başarısına ilgilenmek gerekir.

 

Bizi en çok sevindiren onun bu sınavı kazandığıdır.

 

Bazı yolcuların giriş işlemleri yapmaya başlandı.

 

Dünkü toplantıda Ali bize sınıf arkadaşlarını tanıştırdı.

 

Biricik arzumuz sınavı kazanmak ve iyi bir bölüme girmemizdir.

 

Yazarlarımızın köy yaşantısına ilgilenmeleri toplumumuz açısından çok yararlıdır.

 

              Uzun yıllardan bu yana bu köyde yaşardım.

 

              Bu yazı kısa zamanda yerine ulaşılabilir.

 

              Konutlar daha sağlam yapılanabilirdi.

 

              Eti tuzlamasan, böyle kokturursun.

 

              Olay, yapılan soruşturma sonucunda ortaya çıktı.

 

              12. Öğe Eksikliklerinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları:

a) Yüklem Eksikliği: Yüklem eksikliği daha çok sıralı ve bağlı cümlelerde ortaya çıkar. Öge ortaklığı bulunan böyle cümlelerde tek yüklem kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

              “Sinemada sigara ve kabuklu yemiş yenmez.” cümlesinde “yenmez” yüklemine iki nesne bağlanmış ve “sigara yenmez” diye bir anlam ortaya çıkmıştır. “Sigara” nesnesine de bir yüklem getirilmesi gerekir. Cümlenin doğrusu şöyle olmalıdır:

              “Sinemada sigara içilmez ve kabuklu yemiş yenmez.”

 

Çok az veya hiç çalışmadan sınava girdiler.

Çok az çalışarak veya hiç çalışmadan sınava girdiler.

 

İş konusunda ben onu, o da beni etkilemek istemez.

İş konusunda ben onu etkilemek istemem, o da beni etkilemek istemez.

 

 

Kasadaki adam bir yandan para, bir yandan da paket yapıyordu.

Kasadaki adam bir yandan para alıyor, bir yandan da paket yapıyordu.

 

Pikniğin bütün cefasını ben, sefasını o sürüyor.

Pikniğin bütün cefasını ben çekiyorum, sefasını o sürüyor.

 

Örgütün yasal ve yasal olmayan yollardan topladığı paralara el kondu.

Örgütün yasal olan ve yasal olmayan yollardan topladığı paralara el kondu.

 

Bugünkü nöbeti sen, yarınkini de Ali tutacak.

Bugünkü nöbeti sen tutacaksın, yarınkini de Ali tutacak.

 

Ne sen beni, ne de ben seni gördüm.

Ne sen beni gördün, ne de ben seni gördüm.

 

Yüklem eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

İstanbul’a iki kez, İzmir’e hiç gitmedim.

 

Ben kırmızıyı, eşim yeşili sever.

 

Ülkenin koruyucu hekimliğe olan ihtiyacı tespit ve giderilmeye çalışılıyor.

 

Bülent çok samimi ve ona çok yakınlık göstermişti.

 

Geceleri az, gündüzleri hiç uyumam.

 

Masayı ben, sandalyeleri eşim yerleştirdi.

 

b) Özne Eksikliği: Özne, cümlenin temel ögelerindendir. Cümlede özne bulunmaması anlatım bozukluğuna neden olur. Daha çok ortak özneli cümlelerde özne -yüklem uyuşmazlığı olur.  Kişi ve sayı bakımından ortaya çıkan bu uyuşmazlık cümlede özne eksikliği yaratır.

 

“Annemin sinirleri epeyce bozulmuş ve çok üzülmüştü.” cümlesi bağlı cümledir. Bu cümleyi oluşturan cümlelerin birincisinde bir öge eksikliği yoktur; çünkü “Annemin sinirleri” özne, “bozulmuş” ise yüklemdir. Bu bağlı cümleyi oluşturan ikinci cümlenin ise öznesi eksiktir. “üzülmüştü” yüklemine sorulan “Kim?” sorusuna yanıt alınamıyor. “Annemin sinirleri” ikinci cümlenin de öznesi gibi görülerek anlatım bozukluğuna yol açıyor. Bu bozukluk ikinci cümleye özne ekleyerek giderilebilir. O halde cümlenin doğru şekli şöyle olmalıdır:

“Annemin sinirleri epeyce bozulmuş ve annem çok üzülmüştü.”

 

Bağıran çocuğa engel olunarak odadan çıkarıldı.

Bağıran çocuğa engel olunarak çocuk, odadan çıkarıldı.

 

Kitaptaki yanlışlar düzeltilecek ve ikinci baskıya girecek.

Kitaptaki yanlışlar düzeltilecek ve kitap ikinci baskıya girecek.

 

O resimlerinde pastel renkleri kullanmış, bu nedenle çok çabuk satılmış.

O resimlerinde pastel renkleri kullanmış, bu nedenle resimleri çok çabuk satılmış.

 

Özne eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Orhan’ın sinirleri epeyce bozulmuş ve oldukça üzülmüştü.

 

Hiçbiri düzenli çalışmamış, sınıfta kalmıştı.

 

Herkes görüyor ama yardım etmiyordu.

 

Kitabın birinci baskısındaki yanlışlar düzeltilerek yeniden basıldı

 

Bu kişinin geliri nedir? Kimlerle konuşur, nerede oturur?

 

Çocuğun karnı acıkmıştı ve uykusuzdu.

 

Soruyu çözemedi; çünkü çok zordu.

 

Önceki gün sokakta kimse kalmamıştı, eve kapanmıştı.

 

Herkes sorunun doğru cevabını bulmaya çalışıyor, sorunun yanlış olabileceğini düşünmüyordu.

 

Bu tür programların kalitesi düşüyor, izlenmez oluyor.

 

Özne Yüklem Uyumsuzluğu (Uyuşmazlığı): İyi bir cümlede tekillik-çoğulluk, olumluluk-olumsuzluk ve şahıs bakımından özne ile yüklem arasında bir uyum olması gerekir. Eğer özne ile yüklem arasında bir uyum yoksa, anlatım bozukluğu olur.

Cümlede özne tekilse yüklem de tekil; özne çoğulsa yüklem de çoğul olur.

Kardeşim bugün evde kalacak.

Özne Tekil                            Yüklem Tekil

 

Dostlar yıllar sonra bir araya geldiler.

Özne Çoğul                                          Yüklem Çoğul

 

Bitki, hayvan, organ, cansız varlıklar ve zaman adları, çoğul özne olarak kullanıldığında yüklem tekil olur.

Meyveler bu yıl geç çiçek açtı.

Özne bitki çoğul                    Yüklem tekil

 

Köpekler sabaha kadar havladı.

Özne hayvan çoğul                 Yüklem tekil

 

Yürümekten ayaklarım                                  ağrıdı.

                       Özne organ çoğul              Yüklem tekil

 

Aradan haftalar                            geçti.

              Özne zaman çoğul              Yüklem tekil

 

Söze saygı, alay ya da küçümseme anlamı katılmak istenirse özne tekil, yüklem çoğul olur.

Beyefendi hala kalkmadılar mı?

Özne tekil                Yüklem çoğul

Ayşe Hanım henüz gelmediler.

Özne tekil                        Yüklem çoğul

 

Cümlede özne kişi zamiri ise yüklemin kişi eki de aynı zamiri gösterir.

Ben tiyatroya gidiyorum.

Özne                            Yüklem

1.Tekil kişi      1. Tekil kişi

 

Biz yakında bu araştırmayı bitireceğiz.

Özne                                                   Yüklem

1. Çoğul kişi                                     1. Çoğul kişi

 

Özne 1. ve 2. tekil kişi ise, yüklem 1. çoğul kişi olur.

Ödevi sen ve ben              hazırlarız.

          Özne                            Yüklem

          2. ve 1. Tekil kişi 1. Çoğul kişi

 

Özne 1. ve 3. tekil kişi ve 1. ve 3 çoğul kişi ise yüklem 1. çoğul kişi olur.

Şiir etkinliğini ben ve Ali (o)                            izledik.

                            Özne                                          Yüklem

                            1. ve 3. Tekil kişi              1. Çoğul kişi

 

Özne 2. ve 3. tekil kişi ve 2. ve 3 çoğul kişi ise yüklem 2. çoğul kişi olur.

Sen ve Ayşe (o) bana yardım edebilirsiniz.

Özne                                          Yüklem

2. ve 3. Tekil kişi              2. Çoğul kişi

 

“Ağaçlar yapraklarını döküyorlar.” Cümlesinin öznesi “ağaçlar” insan dışı bir varlık olduğu için, çoğul da olsa tekil yüklemle kullanılmalıdır. Cümlenin doğrusu şöyle olmalıdır:

Ağaçlar yapraklarını döküyor.

 

“Ahmet ve kardeşi gezmeye gitti.” cümlesinin öznesi “Ahmet ve kardeşi” iki kişiden oluşmuştur. Bu özne onlar zamiri ile anlatılır. Bu durumda cümlenin yüklemi de “onlar” ı karşılayan 3. çoğul kişi olmalıdır. Cümlenin doğrusu şöyle olmalıdır:

Ahmet ve kardeşi gezmeye gittiler.

 

“Sen ve Berkay dün nereye gitti?” cümlesinin öznesi 2. ve 3. tekil kişi olduğuna göre cümlenin yüklemi 2. çoğul kişi olmalıdır. Cümlenin doğrusu şöyle olmalıdır:

Sen ve Berkay dün nereye gittiniz?

 

Uyarı: Türkçe’de bazı özneler olumlu, bazı özneler ise olumsuz anlamlar verdiği için bu cümlelerin yüklemleri de özneye göre olumlu ya da olumsuz olması gerekir. Eğer özne “kimse, hiçbiri, hiç kimse” gibi kelimelerden oluşuyorsa yüklem olumsuz olmalıdır. Eğer özne “hepsi, herkes” gibi kelimelerden oluşuyorsa yüklem olumlu olmalıdır. Özellikle sıralı cümlelerde farklı yüklemlerin aynı özneye bağlanması durumunda özne-yüklem uyumsuzluğunun ortaya çıkabileceğini unutmamalıyız.

 

 

“Hiçbiri onun öldüğüne inanmıyor, hayret ediyordu.” cümlesinde “inanmayanlar” ve “hayret edenler” aynı kişiler fakat “hiçbiri” olumsuz bir özne olduğu için yüklemi de olumsuz çekimlendiği halde “hayret ediyordu” olumlu çekimlenmiştir. Dolayısıyla anlatım bozukluğu olmuştur. Cümlenin doğrusu şöyle olmalıdır:

Hiçbiri onun öldüğüne inanmıyor, herkes hayret ediyordu.

 

Herkes onu seviyor, üzmüyordu.

Herkes onu seviyor, kimse üzmüyordu.

 

Herkes sevinç içindeydi, üzülmüyordu.

Herkes sevinç içindeydi, kimse üzülmüyordu.

 

Özne-yüklem uyumsuzluğu - farklı yüklemlerin aynı özneye bağlanmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Herkes ondan nefret ediyor, yüzünü görmek istemiyordu.             

 

Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, kendi fikrinden ısrar ediyordu.

 

Bu tür dergilerin sayısı azalıyor, okunmaz oluyor.

 

Ellerim çok üşüdüler.

 

Günler iyice uzuyorlar.

 

Güzellikler giderek kayboluyorlar.

 

Ordu düşmanın üzerine hücum ettiler.

 

İki işçi, yaklaşık iki saat çalıştılar.

 

Kuzular meleşmeye başladılar.

 

Bu iş yerini ben, öğretmen arkadaşım Ali açtı.

 

c) Nesne Eksikliği: Yüklemi geçişli eylem olan cümlelerde nesne bulunmalıdır, bulunmazsa cümledeki başka bir öge, nesne gibi görünerek anlatım bozukluğuna yol açar.

“Kızına sarıldı, doyasıya öptü.” cümlesinde “Kimi öptü?” sorusunun yanıtı yoktur. “Kızına” dolaylı tümleci, nesne gibi görünerek anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Cümlenin doğrusu şu şekilde olmalıdır:

“Kızına sarıldı, onu doyasıya öptü.”

 

Buna ancak öğretmen karar verir ve uygular.

Buna ancak öğretmen karar verir ve bunu uygular.

 

Kadına her fırsatta bağırıyor, sürekli aşağılıyordu.

Kadına her fırsatta bağırıyor, kadını sürekli aşağılıyordu.

 

Çocuğun gözlerindeki yaşı silip, yerine oturttu.

Çocuğun gözlerindeki yaşı silip, çocuğu yerine oturttu.

 

Nesne eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

Bu konuda öğrenciler aralarında anlaşıp karar verecekler ve uygulayacaklar.

 

Söylenenlere hemen inanıyor ve her yerde savunuyordu.

 

Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve tebrik ederim.

 

Onlara niçin bu kadar yardım ediyor ve destekliyorsun?

 

Büyüklere gereken saygıyı göstermeli, incitmemeliyiz.

 

Bize yardım edeceklerine inanıyor ve bekliyoruz.

 

d) Dolaylı Tümleç Eksikliği: Her cümlede dolaylı tümleç olmayabilir; ancak kimi cümlelerde dolaylı tümleç kullanılmaması cümledeki başka bir sözcüğün dolaylı tümleç gibi anlaşılmasına yol açarak anlatım bozukluğuna neden olur.

“Nazlı kardeşini çok sever, sık sık armağanlar alırdı.” cümlesinde “Kime armağanlar alırdı?” sorusunun yanıtı (dolaylı tümleç) yoktur. Cümlenin nesnesi (kardeşini) dolaylı tümleç gibi görünerek anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Cümlenin doğrusu şöyle olmalıdır:

“Nazlı kardeşini çok sever, ona sık sık armağanlar alırdı.”

 

Alanya’yı çok sevmişti, dönmeyi düşünmüyordu.

Alanya’yı çok sevmişti, Alanya’dan dönmeyi düşünmüyordu.

 

Beni hiçbir zaman unutmadı, her zaman mektup yazdı.

Beni hiçbir zaman unutmadı, her zaman bana mektup yazdı.

 

 

Sana her konuda güveniyor ve yardım bekliyoruz.

Sana her konuda güveniyor ve senden yardım bekliyoruz.

 

Dolaylı tümleç  eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

 

Kayaya yaklaşıyor muyuz, yoksa uzaklaşıyor muyuz?

 

Öğrencileri, teşvik etmeli, yüreklendirmeli, destek olmalıyız.

 

Olanları böyle değerlendirmek, bu gözle bakmak gerekir.

 

Öğrencileri rahat edecekleri odalara yerleştirmiş, bütün imkânları sağlamıştı.

 

Duvarları kirletmek, yazı yazmak kesinlikle yasaktır.

 

e) Zarf Tümleci Eksikliği: Her cümlede zarf tümleci olmayabilir; ancak kimi cümlelerde zarf tümlecinin kullanılmayışı kapalılığa yol açarak anlatım bozukluğuna neden olur.

Her zaman senin yanındayım, seni yalnız bırakmayacağım.

Her zaman senin yanındayım, hiçbir zaman seni yalnız bırakmayacağım.

 

Hiçbir zaman kendini düşünmedi, ailesinin mutluluğu için çalıştı.

Hiçbir zaman kendini düşünmedi, her zaman ailesinin mutluluğu için çalıştı.

 

f) Edat Tümleci Eksikliği: Her cümlede edat tümleci olmayabilir; ancak kimi cümlelerde edat tümlecinin kullanılmayışı kapalılığa yol açarak anlatım bozukluğuna neden olur

“Eşimi çok severim; her konuda çok iyi anlaşırız.” Cümlesinde kiminle çok iyi anlaşıldığı belirtilmeyerek, bir anlam belirsizliği ortaya çıkmıştır. Cümlenin doğrusu şöyle olmalıdır:

“Eşimi çok severim; onunla her konuda çok iyi anlaşırız.”

 

Akşamları kitapçıya uğrar, saatlerce sohbet ederdi.

Akşamları kitapçıya uğrar, saatlerce onunla sohbet ederdi.

 

Arkadaşımın babası geldi, bir süre sohbet ettik.

Arkadaşımın babası geldi, bir süre onunla sohbet ettik.

 

Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, nasıl başa çıktı?

Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, bu güçlüklerle nasıl başa çıktı?

 

13. Ek Fiil Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları: Sıralı isim cümlelerinde ek fiilin kullanılmaması anlatım bozukluğu oluşturur.

              “Bakışları güzel; ama dostça değildi.” cümlesinde “değildi” ek eylemi ortak kullanılmış ve birinci cümleye “Bakışları güzel değildi.” anlamı vermiştir. Bu durumda birinci cümlenin yüklemine de bir ek eylem eklemek gerekir. Cümlenin doğrusu şöyle olmalıdır:

“Bakışları güzeldi; ama dostça değildi.”

 

Murat çok şişman, boyu da uzun değildi.

Murat çok şişmandı, boyu da uzun değildi.

 

O yaşlı şair geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı değildi.

O yaşlı şair geleneklere bağlıydı, ama yeniliklere kapalı değildi.

 

Hava açık; ama sıcak değildi.

Hava açıktı; ama sıcak değildi.

 

              Ek fiil eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluklarını bulup düzeltiniz.

              Yaşı küçük; boyu da uzun değildi.

 

              İfadesi düzgün; yalnız mimikleri anlamlı değildi.

 

              Seradaki saksılar büyük; toprakları da az değildi.

 

 

 

                                                                                                                               

 

 

Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını bularak, düzeltiniz.

Ekşi yiyecekleri az , acıyı ise hiç yemezdi.

 

Bu yazıyı değil okumak, anlamak bile imkânsız.

 

Ben ona ağabey, o da bana kardeşim derdi.

 

Toplantıda pasta ve meyve suyu ikram edildi.

 

Biricik arzum bu yılki sınavı kazanmak ve iyi bir bölüme girmemizdir.

 

Bu işi ben ve sen yapmalısınız.

 

Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve tebrik ederim.

 

Yarının mutlu günlerine özlem duyuyorum.

 

Bu bölge coğrafî ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir.

 

Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, kendi fikrinde ısrar ediyordu.

 

Bir yıl boyunca devamlı çalışarak kazanıldı.

 

Bu yasadan özel ve kamu kuruluşlarında çalışanlar yararlanacak.

 

Dünkü toplantıda Ali bana okul arkadaşını tanıştırdı.

 

Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.

 

Her yolda kalan insana yardım etmeliyiz.

 

Bu tür konuşmalar gözlerimi yaşartırlar.

 

Şüphesiz ki bu sözleri bazı öğrenciler duymuş olmalı.

             

Başarısını düzensiz çalışmasına borçludur.

 

Kitap için kendisine verilen paranın eksik ve yeterli olmadığını söyledi.

 

Herkes onu görmek istemiyordu.

 

Japonya’daki arkadaşıyla on yıl boyunca karşılıklı mektuplaşmış.

 

Büyüklere gereken saygıyı göstermeli ve incitmemeliyiz.

 

Bu erikler çok tatlıdırlar.

 

Yanına gidin, konuşup derdinizi anlatın.

 

Bu konuda söylenenlere inanıyor, her yerde öne sürüyordu.

Ağaç bayramında ben de birkaç fidan ektim.

 

Karaya yaklaşıyor mu, yoksa uzaklaşıyor muyuz?

 

Hiç kimse bu paraya bu işi yapar.

 

Erzurum’da hava sıcaklığı sıfırın altında eksi otuz dolaylarındaydı.

 

Güç ve müşkül zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir.

 

Mutlaka bugün çocukluk arkadaşını belki arayacak.

 

Öğrencileri, teşvik etmeli, yüreklendirmeli, destek olmalıyız.

 

Şirketteki mevcut ikilik günden güne büyüyor.

 

Bu iki sınıf arasındaki ayrıcalık tespit edilemedi.

 

Yeni kaydolan öğrencilerin bu kadar çekimser davranmalarına bir anlam veremiyorum.

 

Son dakikada attığı golle takımının galip gelmesine yol açtı.

 

Sınavı düzenli çalışmasına karşın kazandı.

 

Ülkemizde bu tür ameliyatlarda ölüm şansı Avrupa’da yapılanlardan ancak yüzde bir fazladır.

 

Aşağı yukarı bundan tam iki yıl önceydi.

 

Oturduğu yerden ayağa kalktı, yanıma geldi.

 

O fabrikada benim iyi tanıdığım bir adam var.

 

Parktaki yeşil çimenlere basınca bekçiyi kızdırdık.

 

Kardeşim yanıma geldi, kulağıma yavaşça bir şeyler fısıldadı.

 

Arkadaşım gizli sırlarımızı ona da söylemiş.

 

Bugünden sonra sağlığınıza, sıhhatinize dikkat etmelisiniz.

 

Köyde birçok hayvanlar ölmüş.

 

Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmeme neden oldu.

 

                                                                                                                              Türk Dili ve Edb. Öğrt.

                                                                                                                                  İHSAN KIRBAŞ

     BAFRA LİSESİ

 

Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını bularak, düzeltiniz.

Ekşi yiyecekleri az , acıyı ise hiç yemezdi.

Ekşi yiyecekleri az  yerdi, acıyı ise hiç yemezdi.

Bu yazıyı değil okumak, anlamak bile imkânsız.

Bu yazıyı değil anlamak, okumak bile imkânsız.

Ben ona ağabey, o da bana kardeşim derdi.

Ben ona ağabey derdim, o da bana kardeşim derdi.

Toplantıda pasta ve meyve suyu ikram edildi.

Toplantıda meyve suyu ve pasta ikram edildi.

Biricik arzum bu yılki sınavı kazanmak ve iyi bir bölüme girmemizdir.

Biricik arzum bu yılki sınavı kazanmanız ve iyi bir bölüme girmenizdir.

Bu işi ben ve sen yapmalısınız.

Bu işi ben ve sen yapmalıyız.

Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve tebrik ederim.

Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve kendisini tebrik ederim.

Yarının mutlu günlerine özlem duyuyorum.

Özlem geçmişe duyulur.

Bu bölge coğrafî ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir.

Bu bölge coğrafî açıdan ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir.

Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, kendi fikrinde ısrar ediyordu.

Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, herkes kendi fikrinde ısrar ediyordu.

Bir yıl boyunca devamlı çalışarak kazanıldı.

Bir yıl boyunca devamlı çalışılarak kazanıldı.

Bu yasadan özel ve kamu kuruluşlarında çalışanlar yararlanacak.

Bu yasadan özel kuruluşlar ve kamu kuruluşlarında çalışanlar yararlanacak.

Dünkü toplantıda Ali bana okul arkadaşını tanıştırdı.

Dünkü toplantıda Ali bana okul arkadaşını tanıttı.

Dünkü toplantıda Ali benimle okul arkadaşını tanıştırdı.

Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.

Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse sara nöbetlerine hatta ölüme yol açabilir.

Her yolda kalan insana yardım etmeliyiz.

Yolda kalan her insana yardım etmeliyiz.

Bu tür konuşmalar gözlerimi yaşartırlar.

Bu tür konuşmalar gözlerimi yaşartır.

Şüphesiz ki bu sözleri bazı öğrenciler duymuş olmalı.

Mantık yanlışıdır.

Başarısını düzensiz çalışmasına borçludur.

Başarısını düzenli çalışmasına borçludur.

Kitap için kendisine verilen paranın eksik ve yeterli olmadığını söyledi.

Kitap için kendisine verilen paranın eksik olduğunu ve yeterli olmadığını söyledi.

Herkes onu görmek istemiyordu.

Hiç kimse onu görmek istemiyordu.

Japonya’daki arkadaşıyla on yıl boyunca karşılıklı mektuplaşmış.

Japonya’daki arkadaşıyla on yıl boyunca mektuplaşmış.

Büyüklere gereken saygıyı göstermeli ve incitmemeliyiz.

Büyüklere gereken saygıyı göstermeli ve büyükleri incitmemeliyiz.

Bu erikler çok tatlıdırlar.

Bu erikler çok tatlıdır.

Yanına gidin, konuşup derdinizi anlatın.

Yanına gidin, derdinizi anlatın.

Bu konuda söylenenlere inanıyor, her yerde öne sürüyordu.

Bu konuda söylenenlere inanıyor, söylenenleri her yerde öne sürüyordu.

Ağaç bayramında ben de birkaç fidan ektim.

Ağaç bayramında ben de birkaç fidan diktim.

Karaya yaklaşıyor mu, yoksa uzaklaşıyor muyuz?

Karaya yaklaşıyor mu, yoksa karadan uzaklaşıyor muyuz?

Hiç kimse bu paraya bu işi yapar.

Herkes bu paraya bu işi yapmaz.

Erzurum’da hava sıcaklığı sıfırın altında eksi otuz dolaylarındaydı.

Erzurum’da hava sıcaklığı eksi otuz dolaylarındaydı.

Güç ve müşkül zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir.

Güç zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir.

Mutlaka bugün çocukluk arkadaşını belki arayacak.

Mantık yanlışı vardır.

Öğrencileri, teşvik etmeli, yüreklendirmeli, destek olmalıyız.

Öğrencileri, teşvik etmeli, yüreklendirmeli, onlara destek olmalıyız.

Şirketteki mevcut ikilik günden güne büyüyor.

Şirketteki ikilik günden güne büyüyor.

Bu iki sınıf arasındaki ayrıcalık tespit edilemedi.

Bu iki sınıf arasındaki farklılık tespit edilemedi.

Yeni kaydolan öğrencilerin bu kadar çekimser davranmalarına bir anlam veremiyorum.

Yeni kaydolan öğrencilerin bu kadar çekingen davranmalarına bir anlam veremiyorum.

Son dakikada attığı golle takımının galip gelmesine yol açtı.

Son dakikada attığı golle takımının galip gelmesini sağladı.

Yol açmak olumsuz işler için kullanılır.

Sınavı düzenli çalışmasına karşın kazandı.

Sınavı düzenli çalışmasına karşın kazanamadı.

Ülkemizde bu tür ameliyatlarda ölüm şansı Avrupa’da yapılanlardan ancak yüzde bir fazladır.

Ülkemizde bu tür ameliyatlarda ölüm ihtimali Avrupa’da yapılanlardan ancak yüzde bir fazladır.

Aşağı yukarı bundan tam iki yıl önceydi.

Mantık yanlışlığı vardır.

Oturduğu yerden ayağa kalktı, yanıma geldi.

Oturduğu yerden kalktı, yanıma geldi.

O fabrikada benim iyi tanıdığım bir adam var.

O fabrikada iyi tanıdığım bir adam var.

Parktaki yeşil çimenlere basınca bekçiyi kızdırdık.

Parktaki çimenlere basınca bekçiyi kızdırdık.

Kardeşim yanıma geldi, kulağıma yavaşça bir şeyler fısıldadı.

Kardeşim yanıma geldi, kulağıma bir şeyler fısıldadı.

Arkadaşım gizli sırlarımızı ona da söylemiş.

Arkadaşım sırlarımızı ona da söylemiş.

Bugünden sonra sağlığınıza, sıhhatinize dikkat etmelisiniz.

Bugünden sonra sağlığınıza dikkat etmelisiniz.

Köyde birçok hayvanlar ölmüş.

Köyde birçok hayvan ölmüş.

Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmeme neden oldu.

Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmemi sağladı.

 

CEVAPLARI OLAN ÖRNEKLER

Sözcüklerin Seçiminde Yanlışlık Yapılıyor:

Düşüncelerimiz arasında ayrıcalık giderek büyüyor.

                                          ayrım

Bahçeye  ektiğin elma fidanı kurumuş.

               diktiğin

Ali’nin saçları büyümüş.              

                           Uzamış

İnsanlar, hırsızlık, dolandırıcılık, gibi bayağı hünerlerden uzak durmalı.                                              

davranışlardan

Toplum içinde bu çekimserlik  niye?

                             çekingenlik

Bu makine iyi resim çekmiyor.

                       fotoğraf

İçeri girdi, önce kendini tanıştırdı.

                                         tanıttı

Her girişimden çekinmez.

Hiçbir

 

Anlamca Çelişen Sözcükleri Bir Cümlede Kullanıyoruz:

Bundan aşağı yukarı tam üç yıl öncesiydi.

             olasılık                kesinlik

Herhalde onlarda gelecek sanırım.

                             kesinlik   olasılık

Eminiz ki saat üçte burada olsa gerek.

    kesinlik                           olasılık

Bize öyle geliyor ki bunlar kaçmış olsa gerek.

kişisel görüş                                  olasılık

 

Ses Bakımından Birbirine Benzeyen Sözcükleri Yanlış Kullanıyoruz

Öğle-öyle  (1. Zaman adı, 2.Onaylama)

Porte- portre (1. Nota çizgisi, 2. Yağlı boya resmi)

Tesviye - tasviye ( 1.Düzeltme,  2. Arıtma, ayıklama)

Eğer-  eyer  (1.Şart anlamında, 2. Binek hayvanın sırtına vurulan nesne)

Basım - basın (1.Basım sanatı, 2. Basılıp dağıtılan

Etkin- etken (1.Etki yapan,  2.Devinimli )

 

Cümledeki Sözcükleri Yanlış Yerde Kullanıyoruz:

NOT: Öğelerin yerli yerinde olması gerekir.

Bir türlü aklım almıyor.       Aklım bir türlü almıyor.

              özne                         özne

Patatesler çok suda pişmiş.    Patatesler suda çok pişmiş.

                zarf                                                  zarf

Fazla canını sıkma.   Canını fazla sıkma.

zarf                                      zarf

Kısaca bazı bildiklerimi anlatmak istiyorum.

Bazı bildiklerimi kısaca anlatmak istiyorum.

Bazı çalışkan öğrencilerin notlarına bakın.

Çalışkan bazı öğrencilerin notlarına bakın.

 

Gereksiz Sözcük Kullanımlarıyla Anlatımdaki  Duruluk İlkesi Bozuluyor:

Birbirine selam verdiler. “selamlaştılar” olması gerekir.

Okula arkadaşlarıyla birlikte gitmiş.   “birlikte” sözcüğü gereksiz.

En güzel taşıt aracı trendir. “aracı” sözcüğü gereksiz.

Sabah pencereden baktığımda bulutlu ve hafif yağmurlu bir hava ile karşılaştım. “yağmur elbette bulutlu bir havada yağar.”      

Artık bundan böyle başının çaresine bak. “bundan böyle” sözcüğü gereksiz kullanılmış.

İçeri girmek ve hem de onları görmek istiyorum.  “hem de” söz grubu gereksiz kullanılmış.

 

Anlamca Yakın Sözcüklerin Seçiminde Yanlışlık Yapılıyor:

Atı alan Kadıköy’ü geçti. “Üsküdar’ı “olacak.

Neşeli şen şakrak bir adamdı.    “şen şakrak” ikilemesi gereksiz.

Karşılıklı tartışmanın bir anlamı yok. “tartışma tek başına olmaz.”

Oysa  bizim arkadaşın ise hiçbir suçu yok. “oysa ve ise ”sözcükleri gereksiz.”

 

Tümleçlerle İlgili Yanlışlıklar Yapıyoruz:

“Sanatçı gerçeğe ulaşır, yorumlar.” Cümlesinde nesne eksikliği var. “Sanatçı gerçeğe ulaşır, onu yorumlar.” olmalıydı.

“Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, nasıl başa çıktı?”

“Bu güçlüklerle nasıl başa çıktı .”olmalıydı.

Arkadaşlarına gitmiş,  yardım istemişti.”

                                         onlardan   (dolaylı tümleç ) eksikliği var.

“İnsanlara öfke veren, aşağılık duygusuna düşüren nedenlere bakalım.”  İkinci yan cümleciğin nesnesi eksik (onları) olacak.

“Buna ancak yönetim kurulu karar verir, uygular.”

İkinci cümlede nesne eksikliği var. “Bunu uygular” olmalıydı.

 

Tamlamalarla İlgili Yapılan Yanlışlıklar:

Sorunlar karşılıklı anlayış ve birlik içinde çözülmelidir.

Bu haliyle karşılıklı , birlik  içinde ... gibi  bir anlam oluşuyor. Yanlıştır. ”Sorunlar karşılıklı anlayışla ve birlik içinde çözülmelidir.”olmalıydı.

Kıpkırmızı çiçekler, ekinler birbiriyle kucaklaşıyordu.                  

Kırmızı  ekinler olmaz.  “Kıpkırmızı çiçekler, sarı ekinler birbiriyle kucaklaşıyordu.” olmalıydı.

Bu karardan vazgeçmeyeceğim, üzerinde inatla durduğunu biliyoruz.”

Açıklama:  İkinci cümlede tamlayan söylenmemiş.  “kararın üzerinde...” olmalıydı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ANLATIM BOZUKLUKLARI

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?

1

 

 

A)   Geçmişteki  hatıralarımıza  gülümseyerek baktığımız

       anda büyümüşüz demektir.

B)   Açlık ne dost,ne akraba,ne insanlık ne de hak tanı-

       maz.

C)   Ne hikmettir ,şu dünyaya gelen ağlar giden ağlar.

D)   Küllük, arka arkaya yaktığım sigara izmaritleriyle

       dolmuştu.

E)   Akıllı adam,kendi aklını kullanır;daha akıllı adam

       başkalarının da aklını kullanır.

 

 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

 A)   Halkın bu dünyadan benim hiçbir şey alamadığımı

       görebilmesi için elimi tabutun dışında bırakın.

B)   Eğer özgürce yaşamıyorsak,  ölümü karşılamamız

       daha doğru olur.

C)   Bir gün ayrılacağımızı düşünebilseydik, birbirimize

       daha iyi davranırdık.

D)   Voltaire, ölüm anında başında duran papaza: “  

      İçimde güzel bir yere göç ediyormuşum gibi bir his

      var.”   dedi.

E)  Hangi işe elimi atsam yüzüme gözüme bulaştırıyorum.

 

3.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

 A)   Bugün öğleden sonraki yağan yağmur, insanları

       işlerinden alıkoydu.

B)   İnsanoğlu şüphe içinde yaşamak için değil, sorup

       öğrenmek için yaratılmıştır.

C)   Dalgın kafayla bir şeyler öğretmeye çalışmak, rüzgar-

       lı havada ateş yakmaya benzer.

D)  Bugün bildiklerimizin dışında bir kelime bile öğren-  

       sek dünden farklı bir kişi oluruz.

E)   Senin bir gecede okuduğun kitabı, ben senelerce ya –

       zabilmek için saçımı ağarttım.

 

 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?

 A)   Asırlar önce yaşamış  büyük bilim adamlarıyla

       tanışıp görüşme fırsatını sadece kitaplar verir.

B)   Kitap, seni öfkelendirmeyen, üzmeyen ve  öğüt veren   

       en yakın arkadaşındır.

C)   Cahil insanın susması gerekir,  zaten sussaydı cahil  

       olamazdı.

D)  Uçmasını bilmiyorsan uçurumun kenarında yuva

      yapma.

E)  Bu öğrendiklerimiz de, bizim ne kadar cahil  

      olduğumuzu daha fazla ortaya çıkartıyor.

          

 

 5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?

 A)  İçtiği sigaranın dumanları gökyüzüne doğru

      yukarılara yükseldi.

B)  Sincaptan ders alınmalıdır ;çünkü alt dala ulaşabilmek

      için üst dalı hedef alır.

C)  Düşünceler, derinleştikçe üzüntüler artarlar.

D)  Ağabeyini  bulmak için bir aşağı bir yukarı çıkıyordu.

E)  Kendi bildiklerini başkalarına öğret, başkalarının

      bildiklerini  de kendi bilgilerine ilave et.

 

 6.     “Ay bir yandan sen bir yandan sar beni.”

 Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

 

A) Mantık hatası         

B) Özne eksikliği   

C) Yüklem eksikliği     

D) Gereksiz sözcük kullanımı

E) Tamlayan eksikliği

 

 7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde diğerlerinden farklı bir nedenden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır?

 A)  Rüştü, iyi bir kaleci ;ancak fazla topla oynuyor.

B)  Eğer sütü çok dışarıda bırakırsanız, süt bozulur.

C)  Penceremden uçan kuş sürülerini izliyordum.

D)  Sanatçının eserini  yazdığı mekan uygunsa,   tabi ki

      daha orijinal eserler yazacaktır.

E)  Günde on kez  telefon satan dükkana uğrardı.

 

8. “Geçtiğimiz  ay okulda yapılan toplantıya   

     katılamamıştım.”

 Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

 A)  Özne – yüklem uyuşmazlığı

B)  Gereksiz sözcük kullanımı

C)  Mantık hatası

D)  Çatı uyuşmazlığı

E)  Tümleç eksikliği

 

 9.     I.  Bugün GAP projesine yeterince ödenek

   ayrılmadığı için bu proje neredeyse durma noktasına gelmiştir.

          II.  Sınav giriş belgesi gelmeyenler ,ÖSYM  merkezine  başvursun.

          III. Görevliler , ÖSS sınavının yapılacağı okulların önündeki satıcılara bağırmamalarını söyledi.

IV.KPSS’ye  on beş binin üzerinde yaklaşık on üç bin öğretmen adayı girdi.

          V.  KKTC cumhuriyetine her alanda destek olmalıyız,dedi.

 Yukarıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluğunun hangisi  farklı bir nedenden kaynaklanmaktadır?

 A) I.           B)  II.            C) III.           D) IV.           E) V.

 10. “Bir cümlede aynı ekleri alan kelimelerin peş peşe sıralanması  bir anlatım kusurudur.”

 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya örnek olabilecek bir anlatım kusuru vardır?

 A)  Akıl kendine ait bir yerdedir ve orada cehennemi

       cennete ya da cenneti cehenneme çevirebilir.

b)   İyi ya da kötü bir şey yoktur sadece düşünce onu öyle

       yapar.

C)   Şu anki eğitim sistemimiz tek tip insan yetiştirmek –

       tedir.

D)   Sokağa çıkıp biraz gezip arkadaşlarımla sohbet  edip

       sonra eve gelip yattım.

E)   Yıllardır yaşadığım ve çok sevdiğim bu şehri ,Ada-

       na’yı, bırakıp İstanbul’a  gideceğim. 

 

 11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yapılmıştır?

 A)  Ehliyet alabilmeniz için lise öğretiminizi

      tamamlamanız gerekir.

B)  Unutmayın, gelecek de bir gün gelecek.

C)  Yarın Siirt’ten  Batman’a gidiyorum.

D)  Kral da dilenci de aynı iştahla acıkır.

E)  Ülkeler kılıçla alınır; adaletle korunur.

 

 12.  Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yanlış yapılandırılmış bir sözcükten kaynaklanan anlatım bozuklu -ğu vardır?

 A)  Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır.

B)  Yolsuzluk yapanlara gereken ceza verilmelidir.

C)  Uzun süredir bu mahallede kasapçılık yapan Levent   

      Efendi, dün vefat etti.

D)  Düşmanımın düşmanı benim dostumdur.

E)  Yazımını bilmediğiniz bir kelime olursa, İmla

      Kılavuzu’na bakınız.

 

 13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

 A)   Kimi insanlar odaya girdiğinde aydınlatır, kimisi

       çıktığında.

B)   İnsanlar, birçok kez ölümden kaçmak isterken ölüme

       sürüklenmişlerdir.

C)   Bırakın hayat ilkbahar gibi, ölüm de dökülen sonba-

       har yaprakları gibi olsun.

D)   Birçok insanın değeri hayattayken değil;ancak öldük-

       ten sonra anlaşılır.

E)   Ayakta ölmek ,diz çöküp yaşamaktan daha iyidir.

 

 14.   “Bu civarda bayan pantolon  satan bir dükkan yok  mu?”

 Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

 A)   Gereksiz sözcük kullanımı

B)   Anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması.

C)   Özne eksikliği

D)   İyelik  eki eksikliği

E)   Çatı uyuşmazlığı

 15.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yaşamı boyunca” sözü gereksiz kullanılmıştır?  

 A)   Adamcağız, yaşamı boyunca çocuklarına iyi bir

       gelecek  sağlamak için çalıştı durdu.

B)   Yaşamın boyunca bu vicdan azabını çekeceksin.

C)   Karısını ve çocuklarını öldüren adam yaşamı

       boyunca  müebbet hapse mahkum oldu.

D)   Yaşamım boyunca bu yaptıklarını hatırlaya -  

       cağım.

E)   Çocuklarınızın yaşamı boyunca mutlu olmasını

       istiyorsanız onlara iyi bir eğitim veriniz.

 

 16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “geri” sözcüğü cümleden çıkartıldığında cümlenin anlamında  herhangi bir daralma ya da bozulma olmaz?  

 A)   Sendeki bütün kitapları geri alacağım.

B)   Fabrika işçileri geri işe alındı.

C)   Bende sana ait ne varsa hepsini sana geri iade

       ediyorum.

D)   Eğer bir karar verdiyseniz, geri adım atmayın.

E)   Biraz daha geri gider misin?

 

 17.  Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?

 A)   O mahur beste çalar Müşgan’la ben ağlaşırdım.

B)   Senin on yıl sonraki halini hatırladıkça üzülüyorum.

C)   Çocukları çok sevdiğini ve asla zarar  veremeyeceğini

       söyledi.

D)  Ağabeyim ders çalışıyor, ben de bağlama çalıyordum.

E)   Sevmek, yalnızlığı göze alabilmektir çoğu zaman.

 

 18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım

bozukluğu yapılmıştır?

 A)   Aşk dilekleri,yüksek katlara bir türlü ulaşmazmış.

B)   Her zamankinden çok farklı bir mektup okuyacaksın.

C)   Divan Edebiyatı, Arap ve özellikle İran edebiyatının

       etkisiyle gelişmeye başlar.

D)   Çöplükten beslenenleri görünce bize anlatılan her

       şeyi unutmak istedik.

E)   Türkler, İslamiyet’i kabul ettikten sonra , hayata

       bakış açılarında önemli değişiklikler olmuştur.

 CEVAP ANAHTARI:  1) E    2) E   3)  A    4) A    5) E

  1. C   7)  D   8) C   9) D  10) D   11) A   12)  C   13)  A    14 D   15) C  16) C   17) E   18) E  

         Aşağıdaki cümlelerde bulunan anlatım bozukluk-

         larını düzelterek sebebini yazınız.

 

  • Saatlerimiz saat 7’yi gösteriyor.

          Sebebi-----------------------------------------------------

           ----------------------------------------------------------      

  • 50’ye yakın Alman parlamentosundan insan vardı orada.
  • Sebebi---------------------------------------------------------------------------------------------
  • Herhalde bütün gün benim bomboş evde oturduğumu sanıyorlar.

Sebebi---------------------------------------------------------------------------------------------

  • Gün, herkesi ücretsiz üniversite sınavına

     hazırlıyor.

     Sebebi--------------------------------------------------------------------------------------------------

  • Ama eminim seninle çalışmak onun için kolay

    değil sanırım.

  • Sebebi---------------------------------------------------------------------------------------------
  • Benim yüzünden iş açıyordun kendine

Sebebi---------------------------------------------------------------------------------------------

  • Canım burnumdan bezdi.

Sebebi---------------------------------------------------------------------------------------------

  • İzinsiz inşaata girilmez.

Sebebi--------------------------------------------------------------------------------------------

  • En doğal vatandaşın hakkını koruyamıyorlar.

     Sebebi-----------------------------------------------------    -----------------------------------------------------------

  • Yani ben anlamadığım Haliç’e fabrika

     ruhsatı vermişler.

     Sebebi-----------------------------------------------------    ----------------------------------------------------------

  • Yaptığınız bütün o konuşmalar size saygı

     duyulmamasını sağlıyor.

     Sebebi----------------------------------------------------   -    ----------------------------------------------------------

  • Güzel şeylere sebebiyet verdi.

Sebebi:-----------------------------------------

     --   -----------------------------------------------------------

 

 

 

 

 

 

 

 

       

  • Kadın derneklerine ve kadın sığınma evle-

rine yatırımda bulunabilirsiniz.

          Sebebi---------------------------------------------

-------------------------------------------------------------

  • Hangi dine uyar insanoğluna işkence etmek,

öldürmek.

          Sebebi--------------------------------------------

------------------------------------------------------------

  • Margot onu saklar, korur ve aşık olur.

     Sebebi------------------------------------------

--------------------------------------------------------------

  • Çareyi ilaçlarda arıyordu; ama bazen hiçbir

işe yaramıyorlardı.

           Sebebi-------------------------------------------

-----------------------------------------------------------

  • Ben de Sam’in tehlikede olduğunu hissedi-

yordum ve uyardım.

          Sebebi-------------------------------------------

-------------------------------------------------------------

  • Dişçi, çocuğun çürük dişini çekip eve gön-

derdi.

      Sebebi-----------------------------------------------

-----------------------------------------------------------

  • Bir insan kitap okumayı sevmeyebilir,hoş-

lanmayabilir.

          Sebebi-------------------------------------------

----------------------------------------------------------

  • Çok beğenilen ve şarkıları şimdiden dillere

pelesenk olmuş bir sanatçıyı çağırıyorum.

          Sebebi---------------------------------------------

------------------------------------------------------------

  • Buraya birkaç kere gelmiştim ve sana içimi

boşaltmıştım.

          Sebebi-------------------------------------------

------------------------------------------------------------

  • Dost bizi yalnız bırakmaz, elinden geldiği

kadar destek olur.

          Sebebi-------------------------------------------

-----------------------------------------------------------

  • En iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülen

Türkan Şoray, bugünlerde mutluluktan adeta göz

lerinin içi gülüyor.

          Sebebi---------------------------------------------

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  • Saatlerimiz saat 7’yi gösteriyor.( Gereksiz sözcük kullanımı.Cümleden çıkarılmalıdır.)
  • 50’ye yakın Alman parlamentosundan insan vardı.( Sözcüğün yanlış yerde kullanımı altı çizili

      sözcük grubu” insan”  sözcüğünden önce getirilmelidir.

  • Herhalde bütün gün benim bomboş evde oturduğumu sanıyorlar.(Altı çizili sözcük yanlış yerde

     kullanılmış.Sıfat olarak değil, “oturduğumu” eylemsisinin önüne gelerek onu belirtmelidir.

  • Gün,herkesi  ücretsiz üniversite  sınavına hazırlıyor.( Anlatılmak istenen üniversite sınavının

ücretsiz olduğu değil, Gün’ün bu işi ücretsiz yaptığıdır . Bu yüzden ” ücretsiz “ sözcüğü  yanlış

yerde kullanılmıştır.Bu sözcük ”hazırlıyor” sözcüğünden önce getirilmelidir.

  • Ama eminim seninle çalışmak onun için kolay değil, sanırım.(Kesinlik ve olasılık bildiren yargı-

lar aynı cümlede yer almaz.Aynı cümlede çelişen yargılar söz konusudur.Cümlenin yargısına göre

bu düzeltilmelidir.

  • Benim  yüzünden  iş açıyordun kendine.  ( Deyimler kalıplaşmıştır, bozulamaz .” Başına  iş aç-

mak  deyimi” yapısı bozularak kullanılıp farklı bir anlam yaratmıştır.Deyim yanlışı vardır.

  • Canım burnumdan bezdi.( “canından bezmek”,”canı burnumda” deyimleri yapıları bozularak

           kullanılmıştır. Deyim yanlışı vardır. Cümlede anlatılmak istenene göre  uygun olan deyim geti-

          rilmelidir.

  • İzinsiz inşaata girilmez.( Altı çizili sözcük yanlış yerde kullanılmıştır.İzinsiz olan inşaat değil,

           oraya giriştir.”izinsiz” sözcüğü “girilmez ” sözcüğünden önce getirilmelidir.

  • En doğal vatandaşın hakkını koruyamıyorlar.(Altı çizili sözcük,”hakkını” sözcüğünden önce

önce getirilmelidir.Sözcüğün yanlış yerde kullanımı vardır.)

  • Yani ben anlamadığım Haliç’e fabrika ruhsatı vermişler.(Tamlayan eki  (-in) eksikliği var..

”Ben” değil “ benim” diye düzeltilecek.

  • Yaptığınız bütün o konuşmalar size saygı duyulmamasını sağlıyor.( Yanlış sözcük kullanımı

           söz konusudur.”sağlamak” olumlu durumlar,gelişmeler için kullanılabilir.Bu yüzden onun yerine

            “neden olmak” sözcüğü kullanılmalıydı.

  • Güzel şeylere sebebiyet verdi.(“ sebep olmak” olumsuz durumlar söz konusu ise kulanılabilir.

          .Burada onun yerine “sağlamak” sözcüğü kullanılmalıdır.

  • Kadın  derneklerine  ve  kadın sığınma  evlerine  yatırımda   bulunabilirsiniz.( “yatırımda

bulunmak” para kazanmak amacıyla yapılır.Yanlış sözcük kullanımı vardır.Doğru sözcük ”bağış”

olmalıdır.

  • Hangi dine uyar insanoğluna işkence etmek, öldürmek.( Öğe ortaklığı olmayan sıralı ve bağlı

cümlelerin öğelerinin ortakmış gibi gösterilmesi anlatım bozukluğudur.İkinci cümlenin nesnesi

eksiktir.”öldürmek” sözcüğünden önce “onu” sözcüğü getirilmelidir.

  • Margot onu korur, saklar  ve   aşık olur. ( Sıralı  ve bağlı cümlelerde 1. ve  2. cümlenin nesnesi

ortaktır.”onu”3. cümle için bir dolaylı tümleç “ona” gereklidir.

  • Çareyi ilaçlarda arıyordu ama bazen hiçbir işe yaramıyorlardı.(Bu cümlede iki anlatım bozuk-

luğu vardır.1.İlk cümlenin öznesi  “ o ” dur.İkinci cümlenin öznesi ile ortak değildir.İkinci cümle-

nin öznesi “ ilaçlar” eksiktir.2 .İkinci cümlenin öznesi  “ilaçlar”  çoğuldur.Özne insan dışı varlık

ise yüklem - özne çoğul olsa bile  –  tekil olur .Bu yüzden  yüklem ” yaramıyordu” plmalıdır.

  • Ben de  Sam’in  tehlikede olduğunu hissediyordum, uyardım. ( İkinci cümlenin nesnesi eksiktir.

.”onu” getirilmelidir.

  • Dişçi  çocuğun  çürük dişini  çekip eve  gönderdi.( Yan  cümlede dişi çekilen ve temel cümlede

evine gönderilen “çocuktur.Temel cümlenin nesnesi “çocuğu” eksiktir.

  • Bir insan kitap okumayı sevmeyebilir,hoşlanmayabilir.( İkinci cümlede “ neden ” sorusunun

yanıtı yoktur.”kitap okumaktan” dolaylı tümleci eklenmelidir.

  • Çok beğenilen şarkıları şimdiden dillere pelesenk olmuş bir sanatçıyı çağırıyorum.

(Yanlış deyim kullanımı vardır. ”pelesenk olmak”  “diline dolamak” t ır.Doğru deyim “ dillerden

düşmemek”tir.

  • Buraya birkaç kez gelmiştim,sana içimi boşaltmıştım.( Yanlış deyim kullanımı vardır. Doğrusu

rusu “içini dökmek”tir.

  • Dost bizi yalnız bırakmaz ,elinden geldiği kadar yardımcı olur.( İkinci cümlenin dolaylı tümleci

yoktur.”bize” eklenmelidir.

  • En  iyi  kadın oyuncu  ödülüne layık görülen Türkan Şoray,bugünlerde mutluluktan adeta

gözlerinin içi gülüyor.( Tamlayan eki eksikliği vardır. “Türkan Şoray’ın gözlerinin içi “ olmalıdır.

 

 

 

 

 




--
DEHA OLMAK:
İMKANSIZ SANILAN ŞEYLERİN iÇİNDE BİR MÜMKÜN OLDUĞUNU SEZMEKTİR, GEMİLERİN KARADA DA YÜZEBİLECEĞİNİ SEZMEK; MEHMET LERDEN BİRİNİ
FATİH YAPAR...

Comments (0)